Çok kıymetli saatlerimizi vererek hazırladığımız stratejik planların sizce ne kadarı hayat buluyordur?

Etrafınıza bir bakın! özellikle eğitimlerde, toplantılarda veya seminerlerde strateji kelimesinin sıkça kullanıldığını farkedeceksiniz. Tabi, esinlendiğimiz kaynaklardan hareketle şirketlerimize döndüğümüzde, yaptığımız rutin işlerin önüne veya konuşmalarımızın arasına “stratejik” kelimesini serpiştirmekten kendimizi de alamıyoruz. İnsan kaynakları yerine; stratejik insan kaynakları, pazarlama yerine; stratejik pazarlama gibi kavramları prosedürlerimize, sunumlarımıza eklerken yaptığımız işin ne kadar önemli olduğuna kendimizi daha da inandırıyoruz.

Peki, iş hayatının vazgeçilmezi haline gelen “strateji” nin uygulama performansının ne durumda olduğunu hiç düşündünüz mü?

Siz bunun cevabını ararken, ben de size yardımcı olacağını düşündüğüm önemli bir istatistik paylaşmak istiyorum.

Yapılan araştırmalara göre;organizasyonların sadece %10’u hazırladıkları stratejileri hayata geçirebiliyor. Bundan daha da ötesi , çalışanların sadece %5’i belirlenen stratejileri tam olarak anlayabiliyor.Düşünsenize, aylara süren strateji toplantılarının beklenen sonucu; %10 veya daha altı uygulama başarısı!

Yöneticilik tanımının bize söylediği; “işletmenin kıt kaynaklarını etkin ve verimli kullanan/kullandırt ve belirlenen hedefe ulaştır” yaklaşımı daha baştan çökmüş oluyor. Garip gelebilir ama her kararı para ile ilişkilendirilen patron, çok haneli maaşlar alan yöneticiler, deve yükü ile strateji danışmanlarına verilen paralar boşa gidebiliyor!

Peki, bu kadar önemli olan stratejik planlar organizasyonlarda neden hayat bulamıyor? Sayısız gerekçe sıralanabilir ama tecrübelerime, birebir çalışmasını yaptığım onlarca stratejik planlama uygulamalarına bakarak bazı gözlemlerimi paylaşmak istedim.

1- Üst Yönetimin Bakış Açısı

Bir çok konu için söylenir ama stratejik planların başarısı için olmazsa olmaz şart bence bu: “Tepe yönetimin bakış açısı”.  Ülkemizde önemli markaları olan bir patron ile yaptığım görüşme tecrübem bunu çok iyi ortaya koyuyor. Karşılıklı konuşmamızda ben, stratejik planlamanın önemine vurgu yaparken, patron bana dönüp; “Evet strateji çok önemli bir konu ama sektörümüz çok hızlı, bizim stratejik plan yapmaya vaktimiz bile yok” demesi konuşmamı kesme kararı vermeme yetti de arttı bile. Yaşanmış bu örnekte de olduğu gibi; işletmenin sahipleri veya üst düzey yöneticilerde stratejik düşünme veya stratejik yönetim bakış açısı yok ise, hangi araç kullanılırsa kullanılsın, hangi danışman firma çalışma yaparsa yapsın hazırlanan stratejik planların başarısı oldukça düşük olacaktır.

2- Şirket Kültürü

Kültür kelimesinin tanımını yaparken herkes tarafından bilinen şu örnekten çok fazla istifade ederim:

Hani hep anlatılır ya! Avrupada yaşayan vatandaşlarımız, yaşadıkları ülkenin kurallarına harfi harfiyen uyarken, gümrük kapısını geçip ülkemize girdikleri “o “anda, arabasının camını açar yediği muzun kabuğunu yol kenarına atar veya yol boyunca doldurduğu küllüğünü yolun ortasına boşaltır” diye. İşletmeler de stratejik yönetim kültürü konusu anlatılan bu vakaya benziyor.

Sayısız toplantılar, eğitimler veya çalıştaylarda stratejinin önemine vurgu yapan, koca koca cümlelerle atıp tutan yöneticiler, kapıdan çıktından sonra yine aynı bildiğini yapmaya devam ediyorsa, o şirkette strateji kültürü oturmamış demektir. Kültür oturmamış ise, tıpkı arabanızla yolda giderken önünüze bir top geldiğinde ardından bir koşan bir çocuğun geleceğini varsaydığınız gibi stratejinin uygulama başarısızlığı da kültür eksikliğinin ardından gelecektir.

 Yönetim gurusu Peter Drucker’ın şu sözünü çok beğenirim; “Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer”.  Gerçekten de durum böyle. Toplumun, şirketin veya çalışanların kültürüne bakılmadan hazırlanan stratejik planlar çok kısa süre içerisinde yok olup gidiyor veya raflarda tozlanmaya bırakılıyor.  

3- İşi Ehline Vermeme

Ülkemizin bir gerçeğini üzülerek paylaşmak istiyorum:

Üzülerek ifade etmem gerekir çoğu profesyonel veya şirket sahibi stratejik planın bir format olduğunu, internetten indirilen stratejik plan formatının (özellikle kamu kurumlarının kullandığı yaklaşım) içinin doldurulmasıyla şirket stratejik planının hazırlandığını zannediyor.  

Yok artık! Demeyin, strateji alanında ihtisas yapmamış, teorik ve pratik bilgi harmanlaması yapamayan, üç beş sunumdan öğrenilen afilli cümlelerle “stratejistlik oyunu” oynayan etrafta çok fazla insan var. Stratejik planları ve kurumsal stratejileri işin uzmanı yapmamış ise harcanan emek maalesef boşa gitmiş oluyor. Tabi, hazırlanan stratejik planların uygulama başarısının soncu zayıf olunca da, “stratejik plan işe yapamıyor, eski çalışma sistemine geri dönelim” algısı ortaya çıkıyor. Tabi bunu söyleyenler dünya bu işi nasıl yapıyor da başarılı oluyor konusunu araştırmıyor bile.

4- Zayıf İletişim

Çalışanların hazırlanan stratejileri tam olarak anlaşılmamasının en önemli nedenlerinden birisi de bu önemli çalışmaların şirket içinde yeterince iletişiminin yapılmaması. Özellikle, yapılan çalışmalardaki kullanılan akademik dil, aşırı kitabi terimler, oradan buradan ithal edilmiş cümleler veya kurumun hiç duymadığı kelimeler çalışanların anlatılmak istenen konuya farklı anlamlar yüklemesine neden oluyor.

Tek hedefe odaklanmak, aynı dili konuşmak, üst yönetimin düşünce yaklaşımı ile çalışanları aynı hizaya getirmek için belirlenen stratejilerinin iletişimi her seviye de yapılması zannedilenden daha da önemli.

Etkin iletişim ile stratejik planların uygulama başarı arasında korelasyon olduğunu her zaman bir kenara yazabilirsiniz.

5- Liderlik Sorunu

Yönetimin soft unsurları olarak tanımladığımız liderlik, stratejinin icrasında da karşımıza çıkıyor. Stratejik bakış açısının temelinde vizyon vardır. Vizyon ise liderlikten ayrı düşünülemez. İşletmelerde de  stratejik amaçlara ulaşmanın olmazsa olmazı üst yönetiminin çalışanlara liderlik etmesidir.

Gemisinin kaptan köşkünde oturan üst düzey yöneticiler, başarı elde edebilmeleri için hedefe odaklandırmayı, çalışanlarında heyecan uyandırmayı, onlara ilham vermeyi her daim becerebilmelidirler. 

Lideri olmayan, konan hedefe ulaşma heyecanı duymayan hiçbir üst düzey yönetici veya şirket, çalışanlarını hedeflerine ulaşmaları için motive edemeyecektir.

Stratejik planların uygulama başarısında ülkenin kültürü, faaliyette bulunulan ülkenin şartları, şirketin kültürü ve olgunluk seviyesi, çalışanların kalitesi gibi diğer bir çok gerekçeden de bahsetmek söz konusudur.

Organizasyonlar çetin rekabet ortamında ayakta kalabilmesi için geleceği okumak, değişime ayak uydurmak ve gerekli aksiyonları rakiplerden önce alabilecek yeteneklere sahip olmak zorundalar.

Peki bunu nasıl yapabilecekler?

Cevap: Stratejik yönetim yaklaşımının nimetlerinden istifade ederek. Tabi bir de yukarıda yazılanlara dikkat etmek kaydıyla!

Herkese stratejik işler!